----Spoiler İçerir----
Her şey tam anlamıyla Berlin'de başlar ve biter(gerçekten biter mi?).
Edukatorslar, yani eğitmenler iki gençten oluşur.İki genç adam, uzun süreli arkadaşlıkları ve güvenlik sistemlerini devredışı bırakma yeteneklerini birleştirerek Edukators tekniğini geliştirirler.
Asi olarak tanımlanan gençlerin derdi şu anki Dünya düzenidir...
Zengin kesimin yaşadığı muhitlere girerek evdeki eşyaların yerlerini değiştirirler ve geriye not bırakırlar;
ÇOK FAZLA PARANIZ VARve
ZENGİN GÜNLERİNİZ SAYILI
Karakterlerden Peter'ın(Stipe Erceg) kız arkadaşı Jule(Julia Jentsch) biraz(!) zor durumdadır.Yıllık geliri 3 ile 4 milyon dolar arasında değişen bir iş adamına, çarptığı Mercedes'inin 100.000 bin dolarlık borcunu ödemelidir.Şey, aslında, borcu 94.500 dür.
Peter kısa süreli bir tatile çıktığında Jule evini boşaltmaya çalışırken Peter2ın ev arkadaşı ve Eğitimciler'den ikincisi olan jan'dan yardım ister.İkili evi düzenlerken oldukça eğlenir.Ne yazık ki Jule biraz uçuk kaçıktır(aşık olmasıyla alakası var mı?Kime aşık?)
Jule bu iki dostun edukators olduğunu öğrendikten sonra şansa bakınki listede olan bir evde Jule'un borçlu olduğu adamdır.Jule'ün ısrarlarıyla ikili içeriye girer.Çılgınca ortalığı dağıttıktan sonra yakalanma riskiyle yüz yüze gelen ikili hızla evi terk ederler.
Küçük(!) bir sorun vardır.Jule'ün telefonu evde kalmıştır.Jan ile peter'dan gizli tekrar eve girerler ve tamda telefonu aldıklarında, şanssızlık işte, adam eve gelir.
Jan adamı bayıltır ve Peter'dan yardım isteyerek adamı dağ evine götürürler.Bu sırada Peter Jule ve Jan arasındaki garip ilişkiyi fark eder ve orayı terk eder.
Kaçırdıkları adamın eski solculardan olması da işin bir başka boyutudur.Ve bir anda adam kendisini onlarla yaşay6an sıradan biri gibi bulur.Gençlerin fikirlerini destekleyen yapısı sayesinde bir nevi gözleri açılır.
Peter ve Jan'ın dostlukları eski vekalıcıdır.Bu yüzden Peter bir süre sonra geri döner.Üçlü bir hata yaptıklarını fark eder ve kaçırdıkları adamı evine götürürler.Adam polise adres verir.Ancak gençlerimizin bundan zaten haberi vardır.Polisler eve baskın yaparken onlar otel odasında derin bir uyku çekmektedir.
Film, sonlara doğru insanda biraz alaylı duygular yaratsada suratınıza tokat gibi çarpacak bir gerçeği bünyesinde barındırır.
"Adalet
mülkün temelidir."
Ayrıca filmin başlarındaki naif ve biraz anarşik eylemler benim ilgimi çok çekmiştir.Boş yere sokaklarda slogan atmaktansa bu tür eylemler gerçekleştirilmesi gerekir.
Aynı kapitalizme yapıldığı gibi.
Son olarak filmin sonunda polislerin boş evin duvarında gördüğü şu söz ü;
BAZI İNSANLAR DEĞİŞMEZve Jan ile Jule'ün evin duvarına yazdığı sözü hatırlatmak istiyorum;
HER YÜREK DEVRİMCİ BİR HÜCREDİR